7 Ocak 2008 Pazartesi

2-3 YAŞ ARASI PSİKOLOJİK GELİŞİM

Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemidir. Artık yürümeye ve konuşmaya başlamış olan çocuk, pasif ve bağımlı olmaktan kurtulmak ister. Herşeyi araştırmaya, ellemeye başladığında kısıtlamalarla karşılaşır. Ancak engellenmeye karşı çıkar, söz dinlemez, inatçı ve öfkeli olur. Kendini yere atıp tepinir, başını duvarlara vurur, hatta kendini kusturur. Böylece anne ve çocuk arasında bir çekişme başlar. Çocuk, bağımsız olmaya çalışırken ne kadar çok şeyi yapamadığını da farkeder. Annenin yardımına hala muhtaçtır. Bu nedenle boyun eğme ile baş kaldırma arasında bocalayıp durur. (minik tosbaam şu an 2.5 yaşında ve birşey söylediğimde ilk kelimesi HAYIR oluyor. tabi inatlaşma başlıyor.kendini yere atmıyor yada çok hırçın olmuyor ama dediğinin yapılmasını istiyor.Minik.Tosbaa.)

Karşıt duygular arasındaki bu gidiş geliş en belirgin olarak tuvalet eğitimi ve beslenme konusunda ortaya çıkar.
Artık tuvaletini istediği zaman tutup istediği zaman bırakabilen çocuk, bundan haz alır. Dışkısına kendinin bir parçası ve değerli bir nesne gözüyle bakar. Kirli bezinden rahatsızlık duymaz, hatta sıcaklığından ve kokusundan hoşlanır bile. İşte bu dönemde eğer temiz ve titiz bir anne tarafından baskı ve zorlamayla karşılaşır ve bağımsızlığı engellenirse, ya anneye karşı direnip olmadık yer ve zamanda yapacak, ya da onu memnun etmek için boyun eğecektir.
Anneye direnen çocuklar ilerde inatçı, boyun eğenler ise titiz ve düzenli bir kişilik geliştirirler. Bazen de çocuklar büyümeyi reddeder ve bezine yapmayı sürdürür. Genellikle kardeşi olan çocuklarda bu duruma sık rastlanır. Bezini bırakmayı istemeyen çocuklara karşı anlayışlı olmalı, onların kendi dışkılarını bizim gibi “pis” olarak değil de kıymetli olarak değerlendirdiği bilinmelidir. Tuvalet eğitiminde en önemli nokta, çocuğun istekli olmasıdır. Biyolojik yönden hazır olsa da tuvaleti henüz kullanmak istemeyen çocuk zorlanmamalıdır.

2-3 yaşta anne ile olan çatışma beslenme konusunda da sürer. Bizim toplulumuzda yemek konusunda israr adeti vardır. Misafirimizi iyi ağırlamanın yolu ikramdan geçer. Bunu çocuklarımıza da uygularız.
Onu sevdiğimizi, iyi baktığımızı ifade etmenin bir yoludur iyi yedirmek, belki bu şekilde kendimizi de daha iyi hissederiz, çünkü görevimizi yapmışızdır.
Ancak bağımsız olmaya çalışan bir çocuğu zorlamak, direnmesine fırsat vermektir. (minik tosbaayı yemek konusunda hiç zorlamadım. yemek zamanı ve mekanı içinde hep isterse yedi, istemezse bir sonraki yemekte yedi.Minik.Tosbaa.).Çocuklar, aynı tuvalet eğitiminde olduğu gibi zorlanmaya tepki olarak yemeyi reddedebilir. Bunu yemeği ağzında tutarak ya da tükürerek yaparlar. Titiz anneler, çocuk yerken döküp saçacak endişesiyle çocuğun kendi yemesine izin vermek istemez. Mükemmelliyetçi ya da sabırsız anneler de çocuk çabucak ve en fazla miktarda yesin diye ağzına besler. Oysa yapılması gereken en doğru şey, yemeği tabağına koyduktan sonra (çocuk daha açken) çocuğun yiyeceğiyle tanışmasına, onu elleyip ağzına götürmesine, ya da eline kaşığı verip kendi kendini doyurma başarısını tatmasına izin vermektir. Çocuk hevesini aldıktan sonra ise anne beslemeye devam edebilir.(minik tosbaamı ilk günlerde reddetsede önlük takmaya alıştırdım ve yeme eylemini hep mutfakta mama sandalyesinde yapmak koşuluyla yemek yerken üstüne ve yerlere dökecek endişesi taşımadım. 8-9 aylıkken yiyemese de elinde hep bir kaşık oldu ve kendi kendine yemekle oynarken ben de bir yandan başka bir kaşıkla yemek yedirdim. bir süre sonra ağzına götürmeyi de öğendi ve 2 yaşından önce kendi başına yemek yiyen bir bebekti benim minik tosbaam.Minik.Tosbaa.)

2-3 yaş arası, çocuk için bocalama ve kararsızlık dönemidir. Bebek mi, büyük çocuk mu olduğuna karar vermeye çalışmaktadır.

Çocuğunuz öfkelendiğinde;

*
İnatlaşmayın, bunu kazanılacak ya da kaybedilecek bir savaş gibi görmeyin.

* İlgisi başka yöne çekin.

* Onunla tartışmayın, sabırla öfkesinin dinmesini bekleyin. Bu sırada ilgisiz kalın.

* Olumsuz davranışı bittiğinde yeniden ilgilenin. Neden istediğini yapmadığınızı anlatın.

* “Şimdi böyle olursa ilerde ne olur!” gibi bir korkuya kapılıp 2 yaş çocuğunu cezalandırmayın. Unutmayın ki bu yaşta duygular çok değişkendir. Bir anda ağlayıp bir anda susarlar. Dikkatlerini başka yöne çekmek çok kolaydır.

* Bu dönem, “Sorgu çağı”dır. “Bu ne?”, “Niye? Neden?” sorularını sıkça sorar. Bıkıp usanmadan sorularına cevap vermeye çalışmalısınız. Çok yorulduğunuz zaman, içtenlikle bunu ifade edebilirsiniz: “Artık yoruldum. Sorularını cevaplamaya daha sonra devam edeceğim. Şimdi biraz dinlenmeliyim”

* Kalem tutarken el seçimi belirginleşmeye başlar. 4 yaşa kadar tamamlanır.

Unutmayın ki herkes sağ elini kullanmak zorunda değildir. Sol elini kullanmak konusunda baskı yapmayın, çünkü bu seçim psikolojik değil fizyolojik kaynaklıdır.

* 2.5 yaş çocuğu ortalığı dağıttıktan sonra temizlemeye, toplamaya bayılır. Sorumluluk duygusunu öğretmek için bu dönem çok uygundur. Ona yardımcı olarak toplamasını talep edin.

* Gurur, kıskançlık, utanç, suçluluk duyguları 2 yaşın sonunda gelişir.

* Mutluluk, öfke, üzüntü, korku konusundaki değişimler, gelişen bilişsel kapasiteyi yansıtır. Önceden fark edemediği, algılayamadığı durumları artık tehlike olarak anlar. 2-4 yaş arasındaki çocuklar karanlıktan, köpekten, yılandan, kaynağını bilmediği yüksek seslerden korkar.


Korkular
* Çocuğunuz korktuğunda onu sakinleştirmek için “Bunda korkacak ne var!” demeyin. Bu, onun duygusunu hafife almak, önemsememek olur. Onun yerine “Merak etme, ben senin yanındayım, seni korurum” diyebilirsiniz.

* Korkulacak şeylerden uzak tutmak, çocuğunuzu korumaz. Tersine, bilgilendirmek gerekir. Ancak şuna dikkat etmelisiniz: Çok fazla anlatmak da korkuyu kuvvetlendirebilir.

* “Koşma düşersin!” şeklinde sürekli yapılan uyarılar, bazı çocukları gereğinden fazla korkutup cesaretsiz, güvensiz yapabilir.

* 2 yaş çocukları oyunda işbirliği yapmazlar. Yanyana ama birbirlerinden bağımsız oynarlar. Çocuğunuzu diğer çocuklarla yanyana getirin, ama birlikte oynamak, oyuncağını paylaşmak konusunda baskı yapmayın. Seçim hakkı verin: “Hangi oyuncağınla arkadaşının oynamasına izin verirsin?”

* Bu yaşta sembolik oyun (-miş gibi) gelişir, örneğin sopaya atmış gibi davranır.

*Bu yaşın en büyük sorunlarından biri de “yatma sorunu”dur. Gece bir türlü uyumak istemezler, çünkü herkes daha eğlenirken onlar neden karanlık bir odaya girip eğlenceyi kaçırsın? Bu nedenle yatma zamanını eğlenceli hale getirmek faydalı olur. Ona banyo yaptırırken suyla oynatın, masallar okuyun, beraber ufak tefek bir şeyler atıştırın, vb. Böylece ona en çok ihtiyacı olan şeyi vermiş olursunuz: K e n d i n i z i .

Konuyla ilgili diğer yazılarım:

TOSBAANIN TUVALET EĞİTİMİ

TUVALET EĞİTİMİ



KAYNAK

4 yorum:

gussi dedi ki...

tebrik ve tesekkur ediyorum, 2.5 yas gelisimi ile ilgili derlemenizi okudum, cogu daha once okudugum seylerdi ama hem derli toplu olmasi hem de daha once rastlamadigim bazi ayrintilari icermesi bakimindan cok faydalandim. Mini tosbanizla birlikte saglikli gunler dilerim

Guzin ARAR

ç e r k e z k ı z ı dedi ki...

* güzin hanım
amacım da zaten tam söylediğiniz gibi bir çok bilgiye bir seferde toplu olarak ulaşabilmekti.
güzel dilekleriniz için teşekkürler...
sizin de bir tosbaa'nız olduğunu düşünerek güzel günler diliyorum...

sevgiler

Unknown dedi ki...

Ah oyle güzel anlatmissinizki icim rahatladı resmen çünkü bu aralar oğlumda bas gösteren özellikle kendinden küçük cocuklara karsı olan saldırgan tavrı beni çok korkuttu ama bunun geçici bir donem olduğunu öğrenmem daha sakin davranmama yarayacak :) tskler

Adsız dedi ki...

3 yaşındaki yeğenim sese karşı aşırı duyarlı.Öyle ki çöp arabasının sesini duyduğu zaman bile hüngür hüngür ağlıyor. Bildiği ya da beklemediği bir anda duyduğu ses karşısında kulaklarını tıkıyor.Üst katta ki komşu elinden fındık düşürse "neydi öyle ses" deyip,korku içinde cevap bekliyor ve zaman zaman kekeliyor. Normal mi? Değilse ne yapmalıyız?