4 Temmuz 2008 Cuma

ÇOCUĞUNUZ EN ÇOK ROMAN KAHRAMANI MI YOKSA ÇİZGİ FİLM KAHRAMANI MI TANIYOR?

Günümüz çocukları eğitim ve eğlence bakımından çok fazla kaynağa sahip olsa da, uzmanlar çocukların kitap okuması gerektiğine dikkat çekiyor.

Hepimiz çocukların kitap okumasını istiyoruz. Kıpır kıpır teknoloji ile erken yaşta tanışan çocuklarımıza hareketsiz duran kitapları sevdirmek eskisi kadar kolay değil.

Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Danışmanlık Merkezi'nden Psikolog Şeyda Özdalga, çocuklara kitabı sevdirmenin günümüzde daha zorlaştığı görüşünde:

"Fazla çaba sarf etmeden eğlendirip, bilgilendiren televizyon, bilgisayar gibi teknoloji harikası iletişim araçları ile görsel cazibesi yüksek, oyalayan ve eğiten birçok oyun ve oyuncak arasından çocuklara kitabı sevdirmek günümüzde artık daha zor.

Bu kadar uyarana sahip olmadığımız 20-30 yıl öncesinde tercih ettiğimiz, doğum günlerinde hediye olarak seçtiğimiz kitaplardı.

Şimdi ise çocuklar klasik roman kahramanlarını değil, çizgi film kahramanlarını tanıyorlar."

Şeyda Özdalga bebeklikten başlayarak çocukları renk, çizgi ve sözcüklerle tanıştıran, anadilini öğrenmesine yardımcı olan kitapların önemini şöyle özetliyor: "Hem görsel hem de dilsel özellikler ile çocuğun oynama, eğlenme, görme, duyma, dokunma yoluyla tanıma ve keşfetme gereksinimlerini karşılayan, duygu ve düşünce dünyasını besleyen, yaratıcılık ve hayal dünyasını geliştiren araçlar kitaplar."


YAŞ GRUPLARINA GÖRE KİTAP SEÇİMİ:

Çocuğu kalıpların dışına taşıyacak ve yaratıcılığını besleyecek sıradışı hikayeler seçilirse çocuğun hayata bakış açısı genişleyecektir.

Her kitap çocuğa bilgi verilmesi ya da çocuk tarafından okunması amacıyla hazırlanmamıştır. Mutlaka bir ders vermek ya da yeni bir bilgi edindirmek gibi bir görevi yoktur; sadece çocuğu eğlendirmek ve keyifli bir zaman geçirmesini sağlamak için de seçilebilir.

Kitapların nasıl kaleme alındığı kadar nasıl resimlendirildiği de çok önemlidir. Çocuklar kelimelerden önce resimleri okumayı öğrenirler. Nitelikli bir şekilde kaleme alınmış bir kitap özenle resimlenmemişse hak ettiği ilgiyi göremeyebilir.

Kitap seçmek için kitabevine birlikte gitmeye ve kitap seçiminde çocuğun da isteklerini göz önünde tutmaya dikkat edersek kitabı okumaya daha hevesli olacaktır. Kitap seçerken çocuğa kitapları incelemek için fırsat tanımaya ve sabırlı davranmaya özen göstermeliyiz.

0-3 YAŞ ÇOCUĞUNA: tanıdık nesnelerin olduğu parlak renkli kısa ama ahenkli cümlelerden oluşan az kelimeli ve bu kelimelere ait resimleri olan bol resimli uzun süre elinde kalacağı için kaliteli malzemeden yapılmış, kolay yıpranmayacak ellerinin boyutuna uygun kitaplar seçebilirsiniz.

Bu yaş grubundaki çocuk dokunarak ve dinleyerek öğrenmeye çalışır. Konuşmayı öğrenmesine yardımcı olmak ve dil becerilerini geliştirmek için ona kitap okuyun.

3-5 YAŞ ÇOCUĞUNA:masallar, bildik hikâyeler içeren tanıdık durumların anlatıldığı, hayata dair çocuğun sınıflandırabileceği nesneler içeren iyi resmedilmiş hayalgücünü harekete geçiren ayrıntılı resimleri olan kitaplar seçebilirsiniz.

Bu yaş grubundaki çocukların yaratıcılıkları hızlı gelişir. Özellikle olayların nedenleri üzerine yoğunlaşırlar. Dolayısıyla içinde sorularına cevap bulabilecekleri, günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunları komik bir dille anlatan (uyumak istemeyen çocuk, arkadaşı olmayan ayıcık vb.) kitapları tercih edebilirsiniz.

5-8 YAŞ ÇOCUĞUNA:güçlü hikâyeleri ve güçlü karakterleri olan sadece iyi-doğru değil, kötü-yanlış karakterleri de içeren içinde yabancı ve bilinmedik kelimeler olmayan gerçek hikâyelerden alıntılar içeren yeni bilgiler öğreten ayrıntılı resimleri olan okumayı yeni öğrenenler için fazla uzun olmayan ve küçük yazılarla yazılmamış ilgi alanına giren konular içeren kitaplar seçebilirsiniz.

Bu yaş grubundaki çocuk kendisini tanımaya başlamıştır. Kendisinin, başka insanlardan farklı duygu ve düşünceleri olabileceğini anlamıştır. Yeni şeyler denemeye açıktır.

8-12 YAŞ ÇOCUĞUNA:çocuğun karakter ve zevkine uygun sadece mesaj kaygısı taşımayan, çocuğu düşündüren kendisinin seçeceği kitaplar alabilirsiniz.

Bu yaş grubundaki çocuk kendi ilgi alanlarını kendisi belirleyebilir. Bu alanlarla ilgili her yeni bilgi ya da kahraman onu heyecanlandıracaktır. Maceralı hikâyeler bu yaş grubunun ilgisini fazlasıyla çeker.

ÇOCUĞUNUZA OKUMAYI NASIL SEVDİREBİLİRSİNİZ?

* Anne-baba olarak siz bir kitap okuyucusu modeli olabilirsiniz.
* Kitap okumak için özel zamanlar ayırabilirsiniz.
* Kitap okurken mimik ve ses tonunuzu kullanarak, kitaptaki hayal dünyasının içine çekebilirsiniz.
* Kitap okumayı sevmek kitabı tanımakla başlar. Kitapçıya giderek kitapları tanıması konunda rehberlik edebilir, onun nitelikli seçim yapmasını sağlayabilirsiniz.
* Ona okunan ya da kendi okuduğu kitabı babasına, arkadaşına anlattırabilir, böylece okumanın değerini, aktarma becerisini, başkasıyla paylaşmakla ilişkiyi geliştirmeyi destekleyebilirsiniz.
* Özel günlerinde ona ya da arkadaşlarına kitap hediye edebilirsiniz.
* Birlikte kitabevleri ve fuarları ziyaret edebilirsiniz.
* Günlük gazete, dergi ve sürekli yayınları takip etmesini özendirebilirsiniz.
* Odasında kitaplarını koyabileceği bir kitaplık oluşturabilirsiniz.
* Kitaplarını arkadaşlarına ödünç vererek ya da alarak, okulun kütüphanesinden yararlanmasını sağlayabilirsiniz.

kaynak
kaynak

2 Temmuz 2008 Çarşamba

HER ÇOCUK BİR PROJE mi acaba??

Ayşe Arman'ın Esin Acıman ile ropörtajından alıntı:

Çocuklarımız artık birer proje. Doğdukları andan itibaren öyle...

Anne- babanın çocuğu adına gerçekleştirmek istediği projenin aşamaları ve hedefleri var.

Projeyi nasıl ele alırsanız, sonucu da öyle oluyor. Bizler, nasıl çocuklar yaratmak istiyorsak, o çocukları yaratıyoruz. Rekabet çok fazla. İyi okullardan mezun olmak yetmiyor, çok iyi okullardan mezun olmak gerekiyor. Çünkü bu yeni dünyada akademik başarı da önemli.

Proje bilimsel bir düşüncedir. Projede önce gözlem vardır, sonra elindeki verileri değerlendirme ve hedef belirleme. Ve sonra da o hedef boyunca çalışma. Buradaki en önemli husus da, çocuğun kapasitesini iyi tanıma. Siz istediğiniz kadar akademik bir hedefe kilitlenin, çocuk gerçekleştiremeyecek bir durumda ise boş, ne işe yarar...

Herkesin çocuğunu çok iyi tanıması gerekiyor. Üç tip çocuk var.
1- kapasitesinin altında başarı gösteren,
2-kapasitesinde başarı gösteren,
3-kapasitesinin üstünde gösteren. Kimse kapasitesinin altında başarı gösteren bir çocuk yaratmak istemez.

Altyapıyı kurduğunuzda, projelendirdiğinizde eninde sonunda o çocuktan bir şey yaratıyorsunuz. Daha doğrusu, maddi şartlarınız doğrultusunda ona olanaklar sunuyorsunuz, gerisi ona kalıyor, yeni dünyaya uyumlu olabilecek mi, yeni dünyada rekabete girebilecek mi ve evet bir anlamda da başarabilecek mi? Başarı, yeni dünyada mutlulukla eşdeğer. Bize düşen de onların kendi kapasitelerinin zirvesine çıkabilmelerini sağlamak. Çocuğumuzu iyi tanıyacağız, onu kapasitesinin üst sınırlarına kadar incitmeden zorlayacağız. Kural, başkalarıyla değil, kendi kendisiyle rekabete sokmak...

Mesela çocuğunuza sınavdan kaç aldığını sordunuz, 4 dedi. Asla Ayşe, Fatma kaç aldı diye sormayacaksınız ya da sınıfta senden yukarıda kaç kişi var diye. Sizi onlar ilgilendirmiyor, sizin için önemli olan çocuğunuzun bir önceki sınavdan kaç aldığı. Eğer 3'se, süper. Kendisini geçmiş, gelişme var.

Her çocuğun bir duruşu, bir gelişim süreci var. Her yaş grubu içinde o çocuğun öğrenmesi gereken ahlaki değerler, bilişsel özellikler, zeka boyutları ve olması gereken duygusal bir hedef var. Bunların hepsini doyurmak zorundasınız.
Proje budur, 4 bacaklıdır
.

1- Ahlaklı bir çocuk yaratacaksın, doğruyu yanlışı öğreteceksin, insan ve hayvan sevgisi vereceksin, dolayısıyla doğa sevgisi, bundan hiç taviz vermeyeceksin. Bu manevi değerleri veremezsen çocuk kaybolur.

2- Bilişsel seviyesini takip edeceksin, bileceksin bu yaş grubu çocuğu ne yapar, yapmadığı zaman onu yapabilmesi için birtakım çalışmalara gireceksin.

3- Yapabildiği zaman da sınırlarını zorlamaya başlayacaksın. Bakalım bir yaş üstünün şu davranışlarını da yapabiliyor mu?

4- Ve bunları ona sunarken bunların onun yaşının ötesinde olgular olduğunu açıklayacaksın ki, yapabiliyorsa başarısıyla gururlansın, yapamıyorsa üzülmesin.

Esin Acıman kim?

kaynak